FORVET HATTI

İstediğinde dağıtıyor
Fenerbahçe dün Kayserispor karşısında İstanbul trafiği gibiydi. Ne demek bu? Sarı-lacivertliler maçın ilk yarısında 2. viteste mücadele etti. 2. vitesle maça başladı, 2. vitese taktı ama devamını getirmedi. İstanbul trafiği gibi yavaştı. Fenerbahçe baktı ki 2. vites yetmeyecek, ikinci yarıda 3. vitese taktı, vites artırdıkça da farkı açtı. 5. golü bulunca da yeniden vitesi düşürdü. Yani Fenerbahçe istediği zaman TEM otoyoluna çıkıyor. 200 basıyor, istediği zaman da Haliç Köprüsü'ndeki gibi 2. vitese düşürüyor temposunu. Yani rakipleri karşısında ne isterse onu yapıyor. Dün Kayseri karşısında ortaya koyduğu futbol, Süper Lig'in ilk yarısının özeti gibiydi. Sarılacivertli takım bu ligi istediğini gösteriyor. Gerçekten de 8 puanlık farkı fazlasıyla hak etti, ligin ilk yarısını sürklase etti. Ayrıca kaliteli bir kadrosu da var. Golleri atan futbolculara baktığımızda bunu daha net görüyoruz. Sow bir röveşata yaptı auta gitti, sonra vole ile gol attı. Emenike neden 13 milyon euro? Çünkü güçlü. Dün attığı golde topu kaleci, rakip futbolcular, hatta taraftar bile görmedi. Sadece topu ağlarda gördüler. Fenerbahçe'nin temposuna Türkiye'de birkaç takım hariç kimse ayak uyduramıyor. İstedikleri zaman yarım saatte her rakibi dağıtabileceğini gösteriyorlar. Futbolcular istedikleri zaman istedikleri sonucu almayı başarıyorlar.
ŞAMPiYONLUĞA ÇOK YAKINLAR
Baroni, dün tam bir orta saha gibi oynadı. Ne yapması gerekiyorsa onu yaptı. Ancak geçtiğimiz hafta Karabük karşısında bunu görememiştik. Ayrıca Gökhan Gönül de haftalar sonra muhteşem bir performans gösterdi. Caner yine inanılmazdı. Ben sezon başında forvet hattından zaten çok şey bekliyordum, beni yanıltmadılar. Fenerbahçe uzatmalarda 4 gol buldu bu sezon. Bu ne demek? Hücum oynuyorsun demek. Rakibi abluka altına alıyorsun, kazanmayı düşünüyorsun demek. Şampiyonluğu istiyorlar. O kadar çok faul yapmalarının altında yatan sebeplerden biri de bu. Coşkularının karşılığında gol bulmamaları zaten mucizelere bağlı oluyor.
1 NUMARA CANER
Caner geldiğinden bu yana kendini geliştiriyor, performansının üzerine koyuyor. Takım için çok yararlı bir futbolcu ve benim için bir numara.
ARADA SIKLET FARKI VAR
Kayseri savunması Fenerbahçe'nin geldiği her hücumda pozisyon verdi. Kayseri önemli bir kulüp ama sıklet farkı var. Kayserispor'un devre arasında çok ama çok transfer yapması lazım. Özellikle savunma ve orta saha almaları lazım. Bir an önce harekete geçmeliler.
KULÜPLER DÜŞÜNMELi
Artık ara transfer dönemi geldi çattı... Ülkemize gelen futbolcular korkunç paralar alıyorlar. Kulüplerimizin de durumu ortada... Gerekli yerlere, gerekli oyuncular alınacaktır. Ama kulüplerimiz bir kez daha durup düşünmek zorunda kalacak. Çünkü birkaç ay önce dolar ve euro ne kadardı, şimdi ne kadar? Öyle uçuk rakamlara futbolcu alma dönemi bitti. Çünkü euro olarak ödediğin zaman net bir tablo ortaya çıkıyor ki; bu da kulüplerimizi zor durumlara düşürebilecektir. Fenerbahçe'nin bence transfere ihtiyacı yok. Şampiyonluk ruhunu yakalamış durumda. Bu çok
önemli bir kriterdir.
Ligde her şey 2. yarılarda belli olur. Şampiyon, düşenler-kalanlar... Liglerin 2. yarısı daha zorlu ve kıran kırana geçer. Kader maçları oynanır, her puanın ayrı bir önemi vardır.
Hakemler de bu oyunun bir parçasıdır. Hata kaçınılmazdır. Hep olmuştur, yine olacaktır. Ancak 6 hakemin olduğu yerde 'Göremedi, süzemedi' mazereti söz konusu olamaz. Olmamalı da.
Türk hakemliği futbolumuzun gerisinde değil. Hatta son yıllarda önüne geçti. Eğitim seviyesi yüksek, kaliteli çocuklar. Çoğu da yetenekli ve gelişiyor.
İngiltere, İspanya, İtalya ve Almanya’da bile izahı olmayan hakem hataları oluyor.jİnanın bizde hata daha az. Bizim hakemlerimizde ve MHK’de eksik olan şey: 'Baskıyla başedebilme yetisi'.
HATA OLSUN, EYYAM OLMASIN
Kuralları herkes biliyor. Mesele uygulamada. Eyyam denen virüs maalesef hücrelere kadar sinmiş, çıkmıyor; toplum tarafından da kabul görüyor. En iddiasız futbolsever bile maç izlerken "Hakem falancadan oyuncu attı ya, bak birazdan filancadan da atıp eşitler" diyor. Haklı çıkıyor.
Her stat, her forma hâlâ eşit değil. Hakemlerin çoğu maç almayı sürdürmek için işin kolay yoluna sapıyor. Çünkü 'Cesur' olan takdir görse de ‘büyükler’ce istenmiyor.
MHK cesur değil ki hakemler cesur olsun. Tayinleri onlar değil adeta kulüpler yapıyor. En şöhretli ve üst klasmandaki hakemler neden bazı kulüplerin maçını hiç yönetmiyor? Hani o devirler bitmişti?
Cesur, baskıya boyun eğmeyen, herkese eşit, gördüğünü çalan hakem yönetimleri istiyoruz. Hata olsun, eyyam olmasın. Bu işten evine ekmek götürenlerin hakkı yenmesin.
Ayrıca bir husus daha var. Faul bu güzel oyunun düşmanıdır. İstediğiniz kadar faul yapıp rakibi oynatmamak diye bir şey olamaz. Yüzlerce maç içinde toplamda en az faul yapılan maçın '21' olduğu tuhaf bir ligimiz var. Faul bu oyunun parçası ancak tadı kaçmaya başladı. Bir takım sistematik bir şekilde her maç 25-30 faul yapıyorsa bunun bedeli olmalı. 25-30 faule 2 sarı kart olmaz...
MHK ve hakemlerimiz bu oyunun daha güzelleşmesi için bir sorumluluk hissediyorlar ise artık bu duruma çözüm getirsinler.
Tranfer ve iflas
Endüstriyelleşen futbolda tek realite; ekonomi... Fakat kulüplerimizin çoğu borç batağında... Güçlü mali yapınız yoksa yaşama şansınız çok az. Tek çıkış iyi bir altyapı organizasyonu ve potansiyelli oyuncuları arayıp bulmak. Kulüplerin ’ında organizasyon yok. Altyapılar acınacak durumda. Scouting yok. 3-5 menajerin tavsiyesi ile transfer yapılıyor.
Rekabet duygusu, günü kurtarma arzusu ile birleşince, bilinçsiz, hovardaca transfer yapılıyor. Hesap soran yok. Alt ligler daha vahim.
TFF artık düğmeye basmalı
Kulüplerin mali bilançoları sıkı denetlensin. Gelir-gider dengesine göre belli oranda transfer yapmaları sağlansın. Borçla transfer yapma dönemi bitsin.
Yükümlülüklerini yerine getirmeyen kulüplere transfer yasağı, puan silme hatta ligden düşürmeye kadar yaptırımlar uygulansın. 'Nereden buldun?' yasası futbolda da uygulansın.
Yabancı yasağı gözden geçirilsin. Çünkü uluslararası pazarda maksimum 100-150 bin Euro kazanabilecek seviyede oyuncular bunun 8-10 misli maaş alıyor. Kulüplerin altyapılarını revize etmeleri için kriter konsun.
Ülke futbolu batıyor. Sponsorlar devletten (Spor-Toto, Ziraat, PTT vs). Stadyumları devlet yapıyor.
Peki kulüpler, özellikle Anadolu kulüpleri borç dışında ne yapıyor ? Oyuncu yetiştirmiyor, tesisleşmiyor. Devlet, belediye ve TFF desteği olmasa kapıya kilit vuracaklar. Yapı değişmeli. Birileri endişe duymalı.
Ülke futbolu batıyor. Kimsenin umurunda değil.
Tüm bunları düzeltmek için ömrünü adamış Gündüz Tekin Onay’ı kaybedeli tam 6 yıl oldu. 6 yıldır 'Endişe eden' biri çıkmadı.
Tek umudumuz kaldı. Fatih Terim...